Birinci Dünya Savaşı’nın ardından işgal ve esaret zincirleri ile kuşatılmak istenen ülkemiz ve milletimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlatılan Türk İstiklal Harbi neticesinde 30 Ağustos 1922’de zafere ulaşmıştır. Ordumuzun ve milletimizin üstün cesareti, azim ve fedakarlığı ile elde edilen bu fevkalade zaferin ardından ise 29 Ekim 1923’te cumhuriyetimiz ilan edilmiştir. Böylelikle, binlerce yıllık mazisi ve devlet geleneğine sahip olan Türk Milleti, egemenliği kayıtsız ve şartsız olarak eline almıştır.
Yer aldığı coğrafyada bir güneş gibi karanlıkları aydınlatan ülkemiz, dün olduğu gibi bugün de türlü ihanetler, engellemeler ve badirelerle karşı karşıyadır. İşte bu saldırıların en sonuncusu daha birkaç gün önce, ülkemizin en müstesna kuruluşlarından biri olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’ne (TUSAŞ) gerçekleştirilmiştir. Üniversite olarak bir paydaşı olmakla iftihar ettiğimiz TUSAŞ’a yönelik bu saldırıyı bir kez daha lanetliyoruz. Şehitlerimizi rahmetle anıyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Ancak şunu da belirtmeliyiz ki, bu saldırılar bizleri karamsarlığa düşürmeyecek ve aksine daha da kenetlendirecektir. Vatanımıza, birlik ve beraberliğimize kast eden hiçbir hain emel muvaffak olamayacaktır. Bir asırı aşan cumhuriyet birikimine sahip Türkiye Cumhuriyeti Devleti, mevcudiyetine ve geleceğine yönelik her türlü saldırıyı bertaraf edecek ve geleceğe emin adımlarla yürüyecektir.
Ben, bu duygu ve düşüncelerle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı bir kez daha en kalbi duygularla tebrik ediyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.”