Bahriye Okulu'na gitmiş, İngilizce ve Fransızca öğrenmiştir. Yakından takip ettiği Halit Ziya Uşaklıgil'in eserlerine ve realizm akımına ilgi duymuştur. Fransız yazar Paul Bourget'yi okudu ve ondan etkilendi. 1896 yılından itibaren Servet-i Fünûn'da yazmaya başladı. Roman, hikâye ve tiyatro türünde eserler vermiştir. Psikolojik tahlillere büyük önem verir. Bu yüzden eserlerinde kahraman sayısı azdır.Romanlarında genelde İstanbul ve çevresinde yaşayan seçkin ailelerin arasında geçen aşk ilişkilerini konu almıştır. Zaman zaman şiirler de yazmıştır.
Eserleri:
Roman
Eylül (İlk psikolojik romandır)
Ferda-yı Garam
Karanfil ve Yasemin
Genç Kız Kalbi
Böğürtlen
Son Yıldız
Tuba
Halas
Ceriha
Kan Damlası
Define
Bir Zambak Hikâyesi
Darendem
Hikâye Düzenle
İntizar
Son Emel
Bir Aşkın Tarihi
Üç Hikâye
Aşk Kadını
Eski Aşk Geceleri
Gözlerin Aşkı
Aşikane
Hanımlar Arasında
Pervaneler Gibi
Kadın İsterse
Şiir Düzenle
Kazım
Sonbahar
Mensur Şiirleri Düzenle
Siyah İnciler
Tiyatro oyunları Düzenle
Pembe Köşk
İki Kuvvet
Yağmurdan Doluya
Pençe (1920): İkisi de evli olan Vasfi ve Ferdiye yasak ilişki yaşamaktadırlar. Ferdiye'nin kocası bu durumu öğrenince Vasfi'yi öldürmeye kalkar. Bir yandan da Pertev'in Leman'la bir ilişkisi vardır. Ama Leman'ın sadece Pertev'le ilişkisi yoktur. Leman Pertev'le evlenebilmek için ona plan kurar. Ama uşağı Beşir'le beraber yakalanınca her şey ortaya çıkar. Pertev, son derece efendi biri olan eniştesi Ferit Bey'in tavsiyelerine uyar. Müstakbel eşini faziletli kadınlar arasından seçecektir. Vasfi ise Ferdiye'nin kocası tarafından yaralanınca, şefkati, ilgiyi yine terk ettiği karısında bulur.
Sansar (1920): Aslında teyzesinin oğlu Azmi'yi seven Lamia zorla Refik'le evlendirilir. Evin kahyası, çıkardığı dedikodularıyla Refik'in Lamia ve Azmi'yi öldürmesine zemin hazırlar.
Cidal (1911): Paris'te okumuş olan Mecdi, halasının kızı Nesime ile evlenir. Bir süre sonra halasının gelini Behice ile gizli bir ilişki yaşar. Bu iş meydana çıkmadan Behice'nin eşinin başka bir yere tayini çıkar ve giderler. Mecdi de evliliğine döner. Bu eserde güzel sanatlar önemli bir yer tutar.
Diken (1911): Nafi Bey, karısına ve kızı Bihter'e para yetiştiremez ve onlar üzerinde bir otoritesi yoktur. Mahallenin zengini olan Hami Bey yanlışlıkla Bihter'i ister. Bihter'in ailesi zenginlik hayalleri kurarken olayın aslı ortaya çıkar.