Dün telefonuma bir davet mesajı geldi “Çevre, Şehircilik ve İklimlendirme Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki, Kahramanmaraş koordinasyon toplantısına katılacak. Katılımınızı bekliyoruz” Yani bu mesaj bir basın daveti. Bakan beyin başkanlık yapacağı toplantı da basına açıklama da olacak demek. Bu davete çok sevindim ve 3 soru hazırladım. Şehrimizin geleceği adına merak ettiğim kafamı şişiren canımı yakan soruları Bakan beye sorup aldığım cevapları da Kahramanmaraş halkına iletmeyi düşünüyordum. Maalesef sorularımı soramadım ve haliyle cevapları da alamadım! Neyse hadi toplantı anına geçelim.

Ve sonunda o an geldi. Sayın Özhaseki açıklamalarını yaptı ve ne olduysa ondan sonra oldu. Sayın demez mi “Basın mensuplarımızı dışarıya alalım toplantının geri kalan kısmını kendi aramızda yapacağız” kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Emin olun şaşkınlığımı atmak için önce salondan çıktım sonra dayanamadım ve tekrar içeriye girdim. Nazımızı çeken bizi bilen Ak Parti İl Başkanı Fırat Görgel, Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör ve Sayın Valimize de bakarak “Sayın Bakanım kusura bakmayın bir şey söylemem lazım. Basın mensubu arkadaşlar fotoğraflarını çektiler işleri bitti ama şehrimizin geleceğini ilgilendiren bu kadar önemli bir toplantıyı en azından seyretmemiz gerekirdi. Şimdi biz kafamıza göre bilgi sahibi olmadan haber yaparsak bu en çok bizim şehrimize zarar vermez mi? En azından bu toplantıyı takip etmemize müsaade edilmeliydi”dedim. Sayın Bakan yapacak bir şey yok der gibi kafasını salladı” Bende peki kararınıza saygı duyuyorum”diyerek salonu terk ettim. Ben bu yazıyı yazarken meslektaşlarım kapıda toplantı sonunu bekliyorlardı. Birazda kendi aramızda sitem ettikten sonra ben salondan ve Belediye binasından ayrıldım.

Şunu bir kere daha anladım ki Kahramanmaraş’ta gazeteciliğin zerre kadar bir hükmü yok. Kimse kusura bakmasın gazeteciyi adam yerine koyan da yok. Bu da bizim hatamız. Biz yıllarca işimizi hakkıyla yapmadığımız için bu muameleyi gördük. Şehrin geleceğinde söz hakkı almayı bırakın bilgi almamıza bile müsaade edilmedi. Gazeteci kamuoyu adına bu kadar hassas bir toplantıyı takip edip halk adına kafalarda soru işareti kalmaması için Bakan beye sorularını da iletmeli ve bu şehirde yaşadıkları için varsa bir fikirleri onu da beyan etmeliydi. Aksi halde toplantıya gelmemize ne gerek var. Fotoğrafları da kurumların basın görevlileri göndersin. Bu saatten sonra mecburen kovalayarak doğru bilgiye ulaşana kadar yanlışta olsa haber yazarak bilgi sahibi olacağız demektir. Çünkü bizim mesleki manada bu şehirde yaşayan insanlara karşı bir sorumluluğumuz var.

Belediye Başkanları da gelmesin denmiş!

Toplantı sonrası çok özel bir dostumla dertleştim. Konuyu anlattım ve Bakan beye söylediklerimi de ilettim. Öyle bir detay öğrendim ki basının dışarı çıkarılması o sözlerin yanında üzümlü kek sayılır. Meğer daha dün akşama kadar İlçe Belediye Başkanlarının da koordinasyon toplantısına katılmaması yönünde alınan bir karar varmış. Akşam bu kararı değiştirip İlçe Belediye Başkanları da gelsin demişler. Bu kadar önemli bir konu da sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve mahalle muhtarlarımıza kadar geniş kapsamlı gerçekleştirilen bir toplantı da maalesef  sayın bakan “Basın Mensuplarını dışarı alalım” dedi. Evet bende şimdi diyorum ki sevgili meslektaşlarım bu şehirde madem basın mensubu olarak bir vasfımız yok lütfen sizi dışarıya alalım.

Gelelim günün özetine bu yazıyı yazarken Bakan beye de ulaşacağını tahmin ettiğim için sorularımı da hazırlamıştım. Hazır gündemi değerlendirmişken fırsat bu fırsat sorularımı da buraya ekliyorum. Sayın Bakanım toplantı da soru cevap bölümü yapmadığı için soruları köşe yazımla sormamı anlayışla karşılayacaktır diye umut ediyorum.  

SORU 1: Kahramanmaraş’ta yıkımın en çok olduğu Şazibey bölgesinde kamulaştırma yapılıp yapılaşmanın engelleneceği ve bölgenin kamu yararına sosyal alanlar için derğelendirileceği doğru mu? Doğruysa bu bölgede ne gibi sosyal alanlar inşa edilecek ve bunun için bir takvim belirlendi mi?

SORU 2: Başta Azerbaycan Bulvarı ve Trabzon Caddesi olmak üzere en büyük yıkımın olduğu kent merkezinde depremin üzerinden dört ay geçmesine rağmen hala boş konteynerler var ve işletmeler faaliyete geçemedi. Hala hizmete alınmayan bu konteynerler bu alanda ne kadar süreyle hizmet verecek? Bu bölge de yapımı düşünülen iş yerleri ve binalarla ilgili bir takvim ve proje var mı? Bu şekilde devam ederse kent merkezinin en az 5 yılda ayağa kalkamayacağı iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

SORU 3: Kahramanmaraş ülkemizin büyükşehirlerinden bir tanesidir. En az 10 bin kapasiteli kongre merkezi olmayan, iki profesyonel takımı olduğu halde hala bir stadyumu olmayan, yüzlerce milli güreşçi çıkardığı halde hala uluslararası standartlar da güreş eğitim merkezi olmayan, paralimpik milli takımında çok sayıda Dünya ve olimpiyat derecesi yapan sporcuları olduğu halde olimpik yüzme havuzu olmayan, köprülü kavşakları çok sayıda ilçeden az olan, hava trafiği sürekli sorun yaşayan, hızlı tren sözü verildiği halde projesi bile yapılmayan, en büyük hastanesi fay hattı üzerinde bulunan ve haliyle ciddi hasar alan, hala kapasitesinin çok altında hizmet veren Kahramanmaraş’a büyükşehir demek doğru mu?