Geçmişte belirli aralıklarla sipariş zorunluluğu uygulayan bazı işletmeler, bu yöntemi bir adım öteye taşıdı. İstanbul’un popüler semtleri ve üniversite kampüslerine yakın bölgelerdeki kafelerde, artık oturulan süreye göre adisyona ekstra masa ücreti ekleniyor. Örneğin, müşteriler hiçbir sipariş vermeseler bile, her yarım saat için 20-50 TL arasında değişen bir masa ücreti ödemek zorunda kalıyor.
Bazı işletmeler, düşük tutarlı siparişlerde ek ücret talep etmeyi tercih ediyor. Örneğin, 220 TL’nin altında sipariş veren müşteriler, geniş masaları işgal edemiyor veya ek ücret ödüyor.
Maliyet artışı gerekçe gösteriliyor
Kafe sahipleri, uygulamanın artan kira, enerji ve hammadde maliyetleri nedeniyle zorunlu hale geldiğini ifade ediyor. İzmir’de bir kafe işletmecisi, "Bir çayla saatlerce masa işgal eden müşterilerle bu işi sürdürmek imkansız hale geldi. Bu nedenle masa başına belirli bir ücret uygulamak durumunda kaldık," dedi.
Öğrenciler tepki gösteriyor
Özellikle düşük bütçeli üniversite öğrencileri, masa tarifesi uygulamasına sert tepki gösteriyor. Sosyalleşme ve ders çalışmak için kafelere giden öğrenciler, bu tür uygulamaların bütçelerini zorladığını belirtiyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi Z. Kaya, "Bir çay söyleyip saatlerce ders çalışmak artık imkansız hale geldi. Bazen de sormadan çay bırakıyorlar ve masa ücreti ödüyoruz. Bu durum, sosyalleşme kültürümüzü yok ediyor," ifadelerini kullandı. İstanbul Üniversitesi öğrencisi M. K. ise "Sürekli sipariş baskısı altındayız. Masa tarifesi eklenince, kafelerde vakit geçirmek lüks bir aktiviteye dönüştü," dedi.
Müşterilerden karışık tepkiler
Masa tarifesi uygulaması, bir yandan işletmelerin maliyetlerini karşılamasına destek olurken, diğer yandan özellikle öğrenciler ve dar gelirli gruplar için ekonomik bir yük oluşturuyor. Uygulamanın uzun vadede müşteri alışkanlıklarını nasıl etkileyeceği merak konusu.