Türkiye’de milyonlarca çalışanın hakkı olan kıdem tazminatı, zaman zaman dilekçede yapılan basit hatalar nedeniyle kaybedilebiliyor. Özellikle haklı nedenle işten ayrılan işçilerin istifa dilekçelerinde kullandıkları dil, bu hakkın kaybedilmesine yol açabiliyor. İş hukukuna göre “kişisel sebeplerle” ya da “gördüğüm lüzum üzerine” gibi nedenler yazan çalışanlar, aslında kıdem tazminatı haklarını kendi elleriyle ortadan kaldırmış oluyor.

Haklı Fesih Koşulları Neler?
Çalışanların kıdem tazminatı alabileceği bazı haklı fesih nedenleri ise yasalarla belirlenmiş durumda. İşin sağlığa zarar vermesi, işverenin yanıltıcı bilgi vermesi, maaşların eksik ya da geç ödenmesi, cinsel taciz gibi olaylar bu kapsamda değerlendiriliyor. Ancak çalışan, bu nedenlerden biriyle işten ayrıldığını açıkça belirtmediği sürece kıdem tazminatından faydalanamıyor.

Yanlış İfade, İhbar Tazminatını da Doğurabilir
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Habertürk yazarı Ahmet Kıvanç, işçilerin dilekçede hatalı ifadeler kullanmaları halinde yalnızca kıdem tazminatını kaybetmekle kalmayıp, ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğüyle de karşılaşabileceğini vurguladı. Özellikle ücret ödemelerinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle işten ayrılan çalışanların bunu dilekçede net olarak belirtmesi gerektiğine dikkat çekti.

Haklı fesih hakkı doğuran sebep öğrenildiği günden itibaren 6 iş günü içinde kullanılmalı. Ücretlerin ödenmemesi gibi süreklilik gösteren durumlarda bu süre işlemezken, diğer durumlarda zaman aşımı söz konusu olabiliyor. Geç kalan işçi ise tüm yasal haklarını kaybedebiliyor.

Kıdem tazminatı yalnızca haklı nedenle istifa eden çalışanlara değil, aynı zamanda emeklilik, askerlik, kadın işçinin evlilik sonrası işten ayrılması gibi durumlarda da ödeniyor. Yaş dışındaki emeklilik şartlarını sağlayan çalışanlar da tazminat hakkına sahip.

İşten ayrılmayı düşünen ve haklı nedenle fesih yapacak olan çalışanların, dilekçe yazarken dikkatli olması ve mümkünse hukuki destek alması öneriliyor. Aksi takdirde yılların emeği boşa gidebilir.