Yazının başlığını çok sert bulduğunuza eminim. İnanın bende bir kaç defa sildim ve yeniden yazdım. Asla yan yana gelmemesi gereken iki kelime yaz deseler herhalde vakit kaybetmenden şeref ve menfaat kelimelerini örnek gösteririz.
Sık sık mesajlar alıyorum. Herkesin bir derdi var. Kimin ekmek, kiminin şiddet, kiminin derdi tamamen duygusal. Ama tabi ki tamamına yakını ezilen insanlardan.
Bu kısacık hayatta hasbelkader bir göreve getirilenlerin ve bir sorumluluk verilenlerin yaptıkları icraatler karakterlerini de gösteriyor. Kimi makamdan güç alır, kimisi makama güç verir.
Bulundukları görevleri icra ederken heybesini kibirle doldurup, makamı saltanatı için kullananlara da yapılacak yakıştırma bu olsa gerek. (keyfi için şerefini satanlar)
Zulümle makam yönetip kendilerine sunulan imkanları doğuştan sahip olduğu hak sananlara ifrit oluyorum.
Burası benim kimse araba park edemez!
Bu lavabo benim sadece ben kullanırım!
Bu masada biz yemek yeriz diğerleri yiyemez!
Bu görevi ben şuna layık gördüm o gelecek!
Bu işi sadece bu yapacak çünkü ben öyle istiyorum!
Ben zile basarım herkes hizmetime koşacak!
Ben izin vermeden kimse konuşmayacak!
Bu bana çay verecek, bu yemeklerimi getirip masamı temizleyecek, bu arabamı yıkayıp şoförlüğümü yapacak, bu kapımda bekleyip bana köle olacak!
Devletin imkanlarını kendi saltanatı için kullananları bir kaçık suda boğasım geliyor. 10 kişinin çalıştığı bir birim sorumlusunda bile bu ego ve kibir var! Devletin imkanları, devletin personeli, bina, eşya, araba hatta tüm faturaları devlet ödüyor. Tüm çalışanlar devletin çalışanı ama sorumlu olanların büyük bir kısmı kölelik bekliyor!
Sürdüğü saltanatı ömürlük sanıp devletin imkanlarını babasından miras gibi kullanan zevatlar insanları ezip üstlerine basa basa saltanat yaşıyor. İşin acı tarafı bir de sınırsız itaat ve saygı bekliyorlar.
Belediyelerde çalışan müdürler, kurumlarda görevli müdürler ve amirler daha neler neler! Yahu sen kimsin? Makamın gücüyle saltanat sürene şerefsiz denmez de ne denir?
O sebeple atalarımız ne güzel demiş “Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz” işini yaparken insanları sadece şahsi kölesi gibi görenlere tahammül edemiyorum. Deprem şehrinde gelen şikayetlerde de maalesef hep böyle ifadeler görüyorum.
İnsanları ezenler, makamlarının gücünü keyfine kullananlar, devletin imkanlarını kendilerine verilmiş sınırsız hak görenler yemin ederim sizden nefret ediyorum. Şikayetler arttıkça tepkim de artacak bilmenizi istiyorum!